Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster


EY SEVGİLİ, EN SEVGİLİ


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazıları
Eklenme Tarihi: 25 Nisan 2009
Geçerli Tarih: 29 Nisan 2024, 08:02
Site: kaledran com eski sitemiz
URL: http://www.kaledran.com/deneme/yazar.asp?yaziID=253


                                              EY SEVGİLİ, EN SEVGİLİ

        Hz.Halid bin Velid (r.a)’den Peygamberimizi anlatmasını istiyorlar. Hz. Halid’in kanayan yarasına basmışlardı. Çünkü Efendimiz S.A.V vefat etmişti ve Hz. Halid O’nu çok özlemişti. Ben O’nu anlatmaktan acizim dedi. İsrar ettiler. O da dedi ki, “Gönderilen gönderenin şanına layık olurmuş, O’nu (S.A.V) gönderen Allah olduğuna göre gerisini siz düşünün.” demiş. 

       Evet, Hz. Muhammed (S.A.V)’i Allah gönderdi. Hem de donanım ve tasarımı tastamam olarak. O’na, Allah “Habibim” dedi. Allah bu şekilde başka bir varlığa seslenmedi. “Habibim”, sevgilim anlamına gelir. Allah’ın sevgilisi olmak her şey olmak demektir. Peygamberimiz, bizim için en güzel bir örnektir. Buna model de diyebiliriz. Efendimiz, Allah’tan getirmiş olduğu mesajlarla insanlığını tamamen unutmuşlardan mucizevi bir topluluk ortaya çıkarmıştır. Çünkü ” O’nun (S.A.V), ahlakı Kur’an’dı” ve O’nu Allah terbiye etmişti. “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” diyerek önemli bir noktaya işaret etmiştir. Yine bir defasında da “Elinizi dilinizi ve belinizi (ahlakınızı,namusunuzu) kuruyacağınıza dair bana söz verin. Ben de size cenneti söz vereyim.” diyordu. Bu hadiste geçen üç kelimenin baş harflerine baktığımız zaman Efendimizin edebe işaret ettiğini görüyoruz. Çünkü edeb, (E.D.B) köküNden geliyor. Bir sahabi geliyor Peygamberimize, “Ya Rasülellah, bana bir şey öğret, onu yapayım, cennete gireyim.” diyor. Peygamberimiz de “Öfkelenme” diyor. Ayet-i Kerimede de “ Öfkelerini yutarlar ve insanlara da iyilik yaparlar” buyurmuyor mu Hz. Allah. Devam edelim Ayet ve hadis ikliminde seyahat etmeye. Peygamberimiz, “Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldınız müddetçe asla yolunuzu şaşırmazsınız. Bunlardan biri Kur’an’ı Kerim diğeri ise; sünnet-i seniyemdir.” Diyor.

       Peygamberimizin mesajlarına muhatap olan sahabeler O’nun verdiklerini aldılar, yasakladıklarından da uzak durdular. Karşılarında bir model duruyordu. Ve her davranışlarıyla O’na benzemeye çalışıyorlardı. O’nun rahle-i tedrisinde eğitim alan arkadaşlarına bakalım. Mus’ab bin Umeyr r.a 617 yılında Medine’ye öğretmen olarak gönderiliyor. 1. Ve 2. Akabe biatlarının mimarı. 622’ de olan büyük hicretin alt yapısını hazırlayan. Muaz bin Cebel r.a daha onyedisinde Yemen bölgesine idareci olarak gönderiliyor. Hz. Üsame r.a ordu komutanı olduğunda ondokuz yaşındaydı.

       Kutlu doğum deyince bence bunlar üzerinde durmalıyız. 1400 sene önce Efendimizin (S.A.V) insanların eğitiminde kullanmış olduğu yöntem ve teknikler, araç ve gereçler nelerdir? Onlara bakmalıyız. Kur’an-ı Kerim olduğu gibi elimizde, hadis’i şerifler de biliniyor. Kur’an-ı Kerim’in lafzını okumakla beraber, mealini de okumalıyız. Bir yakınımız vefat ettiği zaman Kur’an’a müracat ettiğimiz kadar, yaşarken kendimiz için de ona ihtiyaç duymalıyız. Kur’an-ı Kerime yaşayan insanların daha çok ihtiyacı olduğunu unutmamak lazım. Filozof Bismark’ın sözleri ile yazımızı bitirelim:

      “Ya Muhammed! Sana muasır olamadığımdan çok müteessirim. Beşeriyet senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş, badema göremeyecektir. Binaenaleyh, senin huzurunda kemal’i hürmetle eğilirim.”  Bismark.

        Efendimizin (S.A.V) Kutlu Doğumu kutlu olsun. O’nu anlayabilmeyi ve anlatabilmeyi Rabb’im hepimize nasip etsin. Hoşça kalın. İsmet MERT


Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster