Yaş 35, yolu yarıladık deyip, sonra 70'e gelenler, ya da
gelemeden ansızın gidenler...
Kimler geldi, kimler geçti acaba... Düşündükçe, hafızaları zorladıkça, gözlerimizin
dolmaması imkansızdı belkide... Okudukça bu yazılanları, babanız anneniz belki de
en yakınlarınızdan öbür dünyaya göç edenler geliyor aklınıza... Acaba kaç kez
geldi buraya? Ne anılar geçti?... Kimlere kahkaha attırdı; kimleri ağlattı... Bilemeyiz. Dediğim gibi
anılarda saklıdır hepsi.
Bu yolda asfalt ya da parke taşı yokken, toz çıkaran araçlara ne küfürler
edildi acaba?
Ne güzel buradan geçmesi, her yaştan arkadaşların toplandığı bir
dernek sanki burası...
İşte tam bu görünen yoldan geçmek demek, dönüşü yoktur demek.
Gidersen çok özlersin, kalırsanda; birgün bile geçemezsen evde kafayı yersin...
Köyün kalbidir burası; her şey orda atılır ortaya. Sabah çayını burada içersin
öğle yemeğinde domatesle kuru keş, mangalı aratmaz. Dediğim gibi burası
kalptir, her şey burada güzeldir.
Bilindiği gibi herkes muzdan konuşmaz burada,
siyaset ve futbol yorumlamakla geçer sabah, sonra su saati yaklaşıldı denilir,
evin yolu tutulur, artık sabah beklenir. Ve bu yoldan mutlaka yine geçilir...
Kimler geçmedi ki buradan... Benim bilmediğim nice insanlar, bilipte unuttuğum
nice dostlar ağabeyler... Ne maceralar olmuştur burada... Dedim ya; burası Kaledran'ın
doğduğu, büyüdüğü, sosyalleştiği yerdir.