Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat | Resimleri Göster
Açıklama: Muhabirimiz Ali Mavi, Havva Tural Hanımefendi ile röportaj gerçekleştirdi.
Kategori: RÖPORTAJ
Eklenme Tarihi: 10 Aralyk 2012
Geçerli Tarih: 08 Mayys 2024, 22:46
Site: kaledran com eski sitemiz
URL: http://www.kaledran.com/deneme/haber_detay.asp?haberID=863
Hemşerimizi daha yakından tanıyalım
Kendinizi anlatır
mısınız Havva Hanım?
Ben Havva Tural, Mersin Anamur doğumluyum. Kaledran Koyak mahallesinden “Sarıbaşlar” derlermiş annemlere. Babam Karaçukur köyünden “Yağıraliler” derlermiş onlara da şu anda Konya’da ikamet ediyorum.
Benim dört tane çocuğum var 3 oğlum bir kızım ve ailemizin yeni üyesi birde torunum
Şu an aşçılık yapıyorum seviyorum daha doğrusu hoşuma gidiyor.
Çocukluğum dan bu tarafa aşçıların taktıkları o kepler var ya hep ılgımı çekmiştir ama nedense hala takamadım.
Boş zamanlarımda net e girmeyi Anamur haberlerini izlemeyi Kaledran.com sitesini takip etmeyi yürümeyi geçmişte okumaktan kaçtığım kitap ları okumaya çalışıyorum.
Çok küçüktüm ve anne annemin evinin önün de bend (sulama kanalı )vardı böyle kanalın bitiminde karsı tarafa borudan su geçerdi o bend de balıklar doluşurdu Ahmet Doğan dayım vardı balık tutmak için girmişler tabi ben çocuğum ya balıklar bizim diye Ahmet dayımı taşlamış kafasını yarmıştım korktu ve kaçtım tabı talihsizlik dayım beni yakalamış dövmüştü
Mimar olmak isterdim
Bu mesleğin
zorlukları nelerdir?
Bu meslek de beğendirememek korkusu var her meslekteki gibi
Olmaz mı ne olursanız olun geldiğiniz yeri unutmayın memleketinize yerinize yurdunuza sahip çıkın ama ilk önce ailenize sahip çıkın
Gerçekten emeği gecen herkese teşekkür ediyorum mükemmel
Ben bir çok şeyi oradan takıp ediyorum eğer çok üzgünsem “Galadıranlıoğlu”nu okuyup gülüyorum.
Çok teşekkür
ediyoruz.
Asıl ben sizlere teşekkür ederim bizlere böyle bir fırsat verdiğiniz için... Aslında o kadar söylenecek söz var ki benim çok bir zamanım geçmedi Kaledran’da gecen zamanımda yetti sevdalıyım Kaledran’a Koyak mahallesini anlatmayı. Ben çocuklarıma hep geçirdiğim zamanları anlattım onlardan daha şanslı olduğumuzu neden derseniz o zamanlar da televizyon yoktu sadece radyo vardı akşamları toplandığımızda patlatılan mısırın bile bir tadı vardı kömürde pişirilen çayın tadı vardı sohbetin tadı vardı düşünüyorum da keşke hep öyle mi kalsaydı diye…